
Filminin çekildiğini duymak heyecanlandırdı beni.Geçenlerde okuduğum 'On The Road/Yolda 'nın tutkusu,heyecanı ve Jack'in deyişiyle 'yaşamak için çıldıranları' geldi aklıma.Jack ve Neal'la birlikte zaman ve düzenden soyutlanıp, 50'lerin kulüplerinde baba cazcıları dinlerken kadehleri yuvarlamayı, bebop plaklarını dinleyip koca kıtayı baştan başa katetmenin rüzgarını hissetmek istedim.Tekrar.
İnsan istiyor böyle şeyleri.Ama şimdi bakınca;o kadar ütopik görünüyor ki o yıllar,sanki başka bir evrende geçiyormuş,yaşanması imkansızmış gibi.70'lerin sonundan sonra kıyamet kopmuş,dünya yeniden inşa edilmiş gibi.Şimdilerin ruhsuz dünyasının gereksizliğini gözümüze sokar gibi.
Popüler kültür karşıtlığının alamet-i farikasının,karşı olduğu şeyin bir parçası haline gelmesi gibi.
(Kristin Stewart da oynuyomuş filmde,yok artık!)

Kesinlikle doğru o zamanları hayal ederim dakikalar sonra bu hayal asla gerçekleşemez derim çünkü 50lerdeki 60lardaki gibi bir dünya kalmamıştır. izlerken huzura kavuşabileceğin yol görüntüleri yok olmuştur. en azından öyle sanıyorum. kaçmak isterim dersen gidebileceğin bir yer yoktur. yolculuk yapmak istersen görebileceğin ya da sana huzur verebilecek yerler yoktur yolda. kötü. haklısın.
YanıtlaSilTeşekkürler,düşündükçe,o yılların hayali bir yandan da bugünün sıkışık düzenini hatırlatıyor.Yıllık 10 güne sıkıştırılmış özgürlükler için insanın en güzel ve dinamik yıllarını fazlasıyla okulda geçirmesi gibi.Tezat misali.'Küçük şeylerle mutlu olmak' elbette önemli ve güzeldir ama artık bu kadar kullanılmasının sebebi, insanların 'büyük' şeyler için mutlu olmaya yeltenemeyecek durumda olması galiba.
YanıtlaSil