Galiba birkaç ay önceydi.Benimkiler çoktan uyumuş,bense mutfağa gidiyorum.Işığı açtım: siyah ve hantal vücutlu,ince bacakları bedeninin yanlarından fırlamış,mutfağın beyaz zemininde (ışık yüzünden) donakalmış bir yaratık!Uzun zamandır ilk defa evde karaböcek görüyorum tabi;ne yapacağımı şaşırdım.Uyku sersemiyim bir de,gittim tam bir korkak gibi babamı uyandırdım:''mutfakta böcek vaaar!'' diye hem de(lan utandım şimdi yazınca).Neyse babamda artık nası bir sinir sistemi varsa eline bir gazete parçası aldığı gibi böceği yakalayıp eliyle eze eze çöpe attı.''Yat uyu!'' dedi;adeta bir komutandı artık,kimse ona karşı gelemezdi,böceği yokedip huzuru sağlamıştı ve emirlerine boyun eğmek zorundaydım,gittim yattım.Ama böceğin görüntüsü zihnimde dolanıyordu hala.Aradan birkaç gün geçti;yine gece,mutfağa gidiyorum.Işığı açtım: bu sefer öncekinin bir boy büyüğü,ama tezgahın üstünde ciddi ciddi!Beni algılayınca lavabonun içine atladı...fakat lavabonun içine düşerken çıkan o pıt sesi tüm benliğimi sardı(hala tüm gerçekliğiyle zihnimde duyabiliyorum o sesi).O ses böceği gözümde daha da büyüttü,daha da tırsmıştım.Mekanın ise mutfak lavabosu olması ise olayın tiksinçliğini artırıyordu:lavabonun içinde büyük bir karaböcek lan işte ıyy!Hala böcek öldürecek seviyede değildim,gittim yine şerefsiz gibi,babamı uyandırdım.Homurdana homurdana, yine aynı kayıtsızlığıyla imha etti yaratığı.Utanmıştım resmen...
Bazen günaşırı,bazen birkaç gün/hafta arayla yine karaböceklerle karşılaştım.Ben diyorum,çünkü artık iyi kavradığım kadarıyla bu hayvanlar geceleri dışarı çıkıyorlar.E geceleri de ayakta olan ben oluyorum,annemler huzurlu huzurlu uyuyolar o saatlerde.Tabi her görüşümde psikolojim derin yara alıyor,çünkü tırstığım tek hayvan onlar.Ama bi karşılaşmada artık sinirlendim mi ne;elime terliği alıp yere yapıştırdım birini.Üstümden kocaman bir yük kalkmıştı,artık ne yapacağımı bilemez duruma gelmiyor,ya da babamı uyandırmaya gerek görmüyordum.Daha da güçlüydüm resmen.
Artık öldürebiliyor,hatta sinirli zamanıma denk gelirse zaten ölmüş böceğe birkaç defa daha vurarak sinirimi çıkarabiliyordum.Ama bu böcekler bitmiyordu ki.Yani öyle istila gibi bi durum yoktu,istila yaralanmış zihnimdeydi ama arayla da olsa bazı geceler mutfağımızdan ''çat!'' sesi eksik olmuyordu.Artık türlerini,davranışlarını ve olası hareketlerini ezberlemiştim(mesela kahverengimsi olanlar daha çevik oluyolar).Artık bitmeliydi ama.Kapıcı her ne kadar ''ilaçlama yaptık'' dese de inanmıyordum.Sonunda gittim marketten bir kutu ilaç aldım;böcek yemi şeklinde olanlardan.Özellikle sprey almadım,çünkü spreyi anlık kullanıyorsun,aynı görevi emektar terliğim de görüyor.
Neyse,ilaçları koyalı bir haftayı geçti,ilaçları kontrol ettiğimde tuzağa yakalanmış böcek görmedim şimdiye dek,ama o zamandan beri böcek yok artık.Yine de rahat dolaşamıyorum artık evde,her adımımda yeri,köşeleri kontrol ediyorum;özellikle de geceleri.Gece görüşüm gelişti resmen.Bir zamanlar böceğin esamesi bile okunmayan evimizde son birkaç aydır ortaya çıkan ve epey sinir bozan bu hadise beni-zaten yeterince derdim yokumş gibi-yarı paranoyağa dönüştürdü artık.Öldürmeyi öğrendim sadece,belki kenardan da olsa yarar olarak kabul edebilirim bunu.Ama mutfağa girmeden önce 10 dakikalık kontroller rutinim oldu resmen.Ve bu pek iyi birşey değil yine de.İstila bana paranoya getirdi de diyebilirim(gerçi ciddi bir paranoya değil ama olsun)...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder